Dünyanın en doğusundan en batısına kadar eski çağlardan bu yana müziğin iyileştirici ve tedavi edici özelliği keşfedilmiş ve şifa maksadıyla kullanılmıştır. Hastalıkları tedavi etmek yaraları iyileştirmek maksadıyla müzik kullanılmış ve hala günümüzde kullanılmaya devam edilmektedir.
Müzikoterapi tamamlayıcı tıp alanında şu rahatsızlıklarda etkisini göstermekte ve katkı sağlamaktadır.
• Yaralar ve ağrılar
• Psikolojik rahatsızlıklar
• Çocuklarda davranış bozuklukları
• Kanser gibi bağışıklık sistemini etkileyen rahatsızlıklarda etkisini gösterdiği görülmüştür.
Müzikoterapini Tarihi:
Müzikoterapi konusunda çok eskilere gittiğimizde bu konu ile ilgili ilk yazılı kaynaklara Kahum papirüslerinde rastlandığını görürüz. Yunan filozof Pythagoras, 6. yüzyılda müzikoterapi uygulamalarına katkıda bulunmuş. Elle tutulur ilk doküman ise 1454 yılında Osmanlı İmparatorluğu zamanında Beyazıd Külliyesi’nde bulunmuş. Mental hastalıklar o dönemlerde Türk müziği makamlarıyla tedavi edilmiş. Müzikoterapinin kullanım alanlarına baktığımızda çok geniş bir yer kaplıyor. Bu yöntem, psikolojik hastalıkların, kronik hastalıkların, kanserin, madde bağımlılığının tedavisinde kullanılmaktadır.
Batı’da hastane, klinik, gündüz bakım evi, okul, madde bağımlılığı merkezi gibi yerlerde beş binden fazla uzman, beden ve ruh hastalıklarını müzikoterapi ile tedavi ediyor. Bunun dışında ameliyatlarda uygulanan müzikoterapi sayesinde anestezi malzemelerinde %50 tasarruf yapıldığı ortaya konulmuştur. Ayrıca hastaların ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonlarında önemli bir azalış kaydedilmiştir.
Günlük hayatın stresinden kurtulmak için düşük frekanslı ses dalgalarından oluşan kuş, dalga, su, rüzgâr sesleri, insanın uyku sırasındaki beyin dalgalarına yakın düşük dalga boyları içerdiğinden bir terapi sağlamaktadır. Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkı sağlayan müzikoterapi dikkat eksikliği, davranış bozukluğu olan çocuklarda da iletişim konusunda da büyük gelişme gösterdiği görülmüştür.
Depresyonun ve birçok psikiyatrik hastalığın nedeni serotonin, norepinefrin, dopamin, melatonin, kortizol, adrenalin, testosteron gibi hormonların Müzikoterapiyle olumlu etki sağladığı ortaya konmaktadır. Ayrıca, kronik hastalıkların tedavisinde de kullanılan müzikoterapiyle kan basıncı, solunum ritmi, solunum kalitesi, nabız sayısı gibi fizyolojik olaylara olumlu etki yaptığı artık bilinmektedir.
Türk müziğimizdeki makamlarında insanlar üzerinde iyileştirici ve rahatlatıcı özellikleri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir;
♪ Rast makamı: İnsana sefa yani neşe ve huzur duygusu verir.
♪ Rehavî makamı: İnsana sonsuzluk düşüncesi verir.
♪ Isfahan makamı: Hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
♪ Neva makamı: Lezzet ve ferahlık duygusu verir.
♪ Uşşak makamı: Gülme duygusu uyandırır.
♪ Zirgüleli makamı: Uyku hali verir.
♪ Sabâ makamı: Cesaret ve kuvvet verir.
♪ Hüseynî makamı: Barış, sakinlik ve rahatlık hissi verir.
♪ Hicaz makamı: Alçakgönüllülük verir.
Farabî, araştırmalarını daha da ileri götürmüş ve makamların günün hangi saatlerinde daha etkili olacağını belirlemiştir. Buna göre:
♪ Rehavî makamı: “Yalancı sabah” denilen, bugünün anlayışıyla imsak vakitlerinde etkilidir.
♪ Hüseynî makamı: Sabahleyin etkilidir.
♪ Rast makamı: Güneş iki mızrak boyu yükselince etkilidir.
♪ Buselik makamı: Kuşluk vaktinde, yani güneşin doğmasından 45 dakika sonraki zamanda etkilidir.
♪ Zirgüleli makamı: Sabah ve öğle arası etkilidir.
♪ Hicaz makamı: İkindi vaktinde etkilidir.
♪ Isfahan makamı: Gün batarken etkilidir.
♪ Neva makamı: Akşam vakti etkilidir.
Anahtar kelimeler:
Müzik, müzikoterapi, tedavi, makam, şifa, Türk müziği, rahatlatıcı, iyileştirici, psikolojik, etki